• Unearthing Romance: A Secret Room in Pamukkale's Travertines

  • 2025/05/08
  • 再生時間: 16 分
  • ポッドキャスト

Unearthing Romance: A Secret Room in Pamukkale's Travertines

  • サマリー

  • Fluent Fiction - Turkish: Unearthing Romance: A Secret Room in Pamukkale's Travertines Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2025-05-08-22-34-02-tr Story Transcript:Tr: Pamukkale'nin büyülü beyaz travertenleri arasında yürüyen iki silüet vardı: Kemal ve Aylin.En: Amid the magical white travertines of Pamukkale, there were two silhouettes walking: Kemal and Aylin.Tr: Baharın tatlı meltemi, sıcak suların üzerinde usulca esiyordu.En: The sweet breeze of spring gently blew over the warm waters.Tr: Kemal, dikkatle çevresini inceliyor, her ayrıntıyı zihnine kazıyordu.En: Kemal was carefully observing his surroundings, etching every detail into his mind.Tr: Aylin ise Kemal'in yanında adım adım ilerliyor, sevecen ama temkinli gözlerle çevreyi izliyordu.En: Aylin, on the other hand, was walking step by step beside Kemal, observing the environment with loving yet cautious eyes.Tr: "Bak Aylin, şuradaki çatlağa dikkatini çekerim," dedi Kemal heyecanla.En: "Look Aylin, I want to draw your attention to that crack over there," said Kemal excitedly.Tr: Çatlak; Pamukkale'nin travertenlerinin bir köşesinde, neredeyse gizlenmiş bir geçit gibi uzanıyordu.En: The crack stretched like a hidden passage in a corner of Pamukkale's travertines.Tr: Kemal’in kalbi hızla atmaya başlamıştı, burada bir şeyler keşfetmek istiyordu.En: Kemal's heart began to race; he wanted to discover something here.Tr: Aylin, bir adım geri çekildi.En: Aylin took a step back.Tr: "Kemal, buralar tehlikeli olabilir.En: "Kemal, these places might be dangerous.Tr: Belki de yetkililere haber vermeliyiz," dedi.En: Maybe we should inform the authorities," she said.Tr: Ama Kemal, tarihin ardında sakladığı sırları keşfetme heyecanıyla doluydu.En: But Kemal was filled with the thrill of uncovering the secrets hidden behind history.Tr: Bir an bile tereddüt etmeden, yaratıcı bir iç gözlemiyle ona uzun süredir dışarıdan çok karmaşık görünen o çatlağa yaklaştı.En: Without a moment's hesitation, with a creative inner perception, he approached that crack, which had long seemed very intricate from the outside.Tr: Geçit dardı.En: The passage was narrow.Tr: Kemal dikkatlice geçti, ardından Aylin.En: Kemal passed carefully, followed by Aylin.Tr: Aylin, Kemal’in arkasından "Yavaş ol," diye uyardı.En: Aylin warned from behind "Kemal, slow down."Tr: Onun sesi, yankılanan taş duvarlarda hafifçe çınladı.En: Her voice lightly echoed in the stone walls.Tr: İçeri girdiklerinde, hava serinleşti ve oksijenin kıymeti arttı.En: As they entered, the air cooled, and the value of oxygen increased.Tr: "Devam etmeliyiz," dedi Kemal güvenle.En: "We must continue," said Kemal confidently.Tr: Her adımda, geçidin biridir sırrı açığa çıkıyordu.En: With every step, the secret of the passage was unfolding.Tr: Birkaç dakika sonra, karşılarına antik bir oda çıktı.En: A few minutes later, an ancient room appeared before them.Tr: Kemal, gözlerine inanamıyordu.En: Kemal couldn't believe his eyes.Tr: Duvarlarda tarih kokan kabartmalar, yerde ise birkaç çömlek parçası vardı.En: There were reliefs on the walls smelling of history, and a few shards of pottery on the ground.Tr: "İşte beklediğim an bu," dedi nefes nefese.En: "This is the moment I was waiting for," he said breathlessly.Tr: Aylin büyük bir büyülenmeyle odayı inceledi, "Ne kadar harika bir keşif," diye mırıldandı.En: Aylin examined the room with great fascination, "What a wonderful discovery," she murmured.Tr: Ama aynı zamanda içindeki endişeyi Konuşmasına yansıttı: "Ama burada güvende olmak önemli."En: But she also conveyed the worry inside her through her speech: "But it's important to be safe here."Tr: Kemal iç çekti.En: Kemal sighed.Tr: Aylin’in doğru söylediğini biliyordu.En: He knew Aylin was right.Tr: "Bunu belgeleriz ve yetkililere haber veririz," diye kabul etti.En: "We'll document this and inform the authorities," he agreed.Tr: İkili, yanlarındaki ekipmanlarla hızlıca fotoğraf çekmeye ve notlar almaya başladı.En: The pair quickly started taking photos and notes with the equipment they had with them.Tr: Sonra geldikleri yoldan, dikkatli adımlarla dışarı çıktılar.En: Then they carefully retraced their steps out.Tr: Geri dönerken, Kemal Aylin’e teşekkür etti.En: As they returned, Kemal thanked Aylin.Tr: "Beni dengelediğin için minnettarım," dedi.En: "I'm grateful you balanced me," he said.Tr: Aylin hafif bir gülümsemeyle cevapladı, "Ve bana güven verdiğin için teşekkür ederim, Kemal."En: Aylin replied with a slight smile, "And thank you for giving me confidence, Kemal."Tr: Onlar için, bu keşif yalnızca tarihle değil, aynı zamanda kendi aralarındaki bağla da ilişkiliydi.En: For them, this discovery was not only related to history but also to the bond between them.Tr: İkisi de bir ders almıştı: Tarihin...
    続きを読む 一部表示

あらすじ・解説

Fluent Fiction - Turkish: Unearthing Romance: A Secret Room in Pamukkale's Travertines Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2025-05-08-22-34-02-tr Story Transcript:Tr: Pamukkale'nin büyülü beyaz travertenleri arasında yürüyen iki silüet vardı: Kemal ve Aylin.En: Amid the magical white travertines of Pamukkale, there were two silhouettes walking: Kemal and Aylin.Tr: Baharın tatlı meltemi, sıcak suların üzerinde usulca esiyordu.En: The sweet breeze of spring gently blew over the warm waters.Tr: Kemal, dikkatle çevresini inceliyor, her ayrıntıyı zihnine kazıyordu.En: Kemal was carefully observing his surroundings, etching every detail into his mind.Tr: Aylin ise Kemal'in yanında adım adım ilerliyor, sevecen ama temkinli gözlerle çevreyi izliyordu.En: Aylin, on the other hand, was walking step by step beside Kemal, observing the environment with loving yet cautious eyes.Tr: "Bak Aylin, şuradaki çatlağa dikkatini çekerim," dedi Kemal heyecanla.En: "Look Aylin, I want to draw your attention to that crack over there," said Kemal excitedly.Tr: Çatlak; Pamukkale'nin travertenlerinin bir köşesinde, neredeyse gizlenmiş bir geçit gibi uzanıyordu.En: The crack stretched like a hidden passage in a corner of Pamukkale's travertines.Tr: Kemal’in kalbi hızla atmaya başlamıştı, burada bir şeyler keşfetmek istiyordu.En: Kemal's heart began to race; he wanted to discover something here.Tr: Aylin, bir adım geri çekildi.En: Aylin took a step back.Tr: "Kemal, buralar tehlikeli olabilir.En: "Kemal, these places might be dangerous.Tr: Belki de yetkililere haber vermeliyiz," dedi.En: Maybe we should inform the authorities," she said.Tr: Ama Kemal, tarihin ardında sakladığı sırları keşfetme heyecanıyla doluydu.En: But Kemal was filled with the thrill of uncovering the secrets hidden behind history.Tr: Bir an bile tereddüt etmeden, yaratıcı bir iç gözlemiyle ona uzun süredir dışarıdan çok karmaşık görünen o çatlağa yaklaştı.En: Without a moment's hesitation, with a creative inner perception, he approached that crack, which had long seemed very intricate from the outside.Tr: Geçit dardı.En: The passage was narrow.Tr: Kemal dikkatlice geçti, ardından Aylin.En: Kemal passed carefully, followed by Aylin.Tr: Aylin, Kemal’in arkasından "Yavaş ol," diye uyardı.En: Aylin warned from behind "Kemal, slow down."Tr: Onun sesi, yankılanan taş duvarlarda hafifçe çınladı.En: Her voice lightly echoed in the stone walls.Tr: İçeri girdiklerinde, hava serinleşti ve oksijenin kıymeti arttı.En: As they entered, the air cooled, and the value of oxygen increased.Tr: "Devam etmeliyiz," dedi Kemal güvenle.En: "We must continue," said Kemal confidently.Tr: Her adımda, geçidin biridir sırrı açığa çıkıyordu.En: With every step, the secret of the passage was unfolding.Tr: Birkaç dakika sonra, karşılarına antik bir oda çıktı.En: A few minutes later, an ancient room appeared before them.Tr: Kemal, gözlerine inanamıyordu.En: Kemal couldn't believe his eyes.Tr: Duvarlarda tarih kokan kabartmalar, yerde ise birkaç çömlek parçası vardı.En: There were reliefs on the walls smelling of history, and a few shards of pottery on the ground.Tr: "İşte beklediğim an bu," dedi nefes nefese.En: "This is the moment I was waiting for," he said breathlessly.Tr: Aylin büyük bir büyülenmeyle odayı inceledi, "Ne kadar harika bir keşif," diye mırıldandı.En: Aylin examined the room with great fascination, "What a wonderful discovery," she murmured.Tr: Ama aynı zamanda içindeki endişeyi Konuşmasına yansıttı: "Ama burada güvende olmak önemli."En: But she also conveyed the worry inside her through her speech: "But it's important to be safe here."Tr: Kemal iç çekti.En: Kemal sighed.Tr: Aylin’in doğru söylediğini biliyordu.En: He knew Aylin was right.Tr: "Bunu belgeleriz ve yetkililere haber veririz," diye kabul etti.En: "We'll document this and inform the authorities," he agreed.Tr: İkili, yanlarındaki ekipmanlarla hızlıca fotoğraf çekmeye ve notlar almaya başladı.En: The pair quickly started taking photos and notes with the equipment they had with them.Tr: Sonra geldikleri yoldan, dikkatli adımlarla dışarı çıktılar.En: Then they carefully retraced their steps out.Tr: Geri dönerken, Kemal Aylin’e teşekkür etti.En: As they returned, Kemal thanked Aylin.Tr: "Beni dengelediğin için minnettarım," dedi.En: "I'm grateful you balanced me," he said.Tr: Aylin hafif bir gülümsemeyle cevapladı, "Ve bana güven verdiğin için teşekkür ederim, Kemal."En: Aylin replied with a slight smile, "And thank you for giving me confidence, Kemal."Tr: Onlar için, bu keşif yalnızca tarihle değil, aynı zamanda kendi aralarındaki bağla da ilişkiliydi.En: For them, this discovery was not only related to history but also to the bond between them.Tr: İkisi de bir ders almıştı: Tarihin...

Unearthing Romance: A Secret Room in Pamukkale's Travertinesに寄せられたリスナーの声

カスタマーレビュー:以下のタブを選択することで、他のサイトのレビューをご覧になれます。