検索キーワード： 古典的探偵

Das Panoptikum des Schreckens ist ein beliebtes Wachsfigurenkabinett in der Friedrichstraße, in dessen Ausstellung ausschließlich Straftäter, Folterszenen und Abnormalitäten gezeigt werden. Als nacheinander drei Mitarbeiter des Panoptikums plötzlich nicht mehr zum Dienst erscheinen, nimmt Walter Piefke die Ermittlungen auf.

The Patient in Room 18 is a 1929 mystery novel written by Mignon G. Eberhart. Eberhart's first published novel, it follows the adventures of nurse Sarah Keate, who would later appear in six more of Eberhart's works, and became one of the most popular mystery characters of the time.

Als Bestatterin ist Gitte Madsen darauf vorbereitet, dem Tod ins Auge zu blicken. Doch eine Leiche auf der Terrasse ihres gemütlichen Ferienhauses bringt selbst die patente Halbdänin aus dem Konzept. Schon auf der Fähre von Puttgarden ist ihr ein junger Mann aufgefallen, der sich offenbar bedroht fühlte. Dass er noch am selben Abend tot vor Gittes Tür liegt, kann kein Zufall sein.

The brilliant creation of British author A.E.W. Mason, Inspector Hanaud has been hailed as ‘the first major fiction police detective of the Twentieth Century’, and was one of the inspirations for Agatha Christie’s Hercule Poirot. In these engaging whodunits, France’s cleverest investigator is tasked with proving the innocence of two young women, both accused of murder.

When a woman’s body is discovered posed in a grotesque tableau, DI Mike Stone knows he is not looking at a textbook crime of passion or circumstance. Everything about the scene says it is only the brutal beginning of a killer’s dark story about to stampede its way through the center of Birmingham.

After Q (aka Major Boothroyd) is unexpectedly ousted from his role with British Intelligence developing technologies for MI6's OO agents, he finds himself back in his sleepy hometown of Wickstone-on-Water. His childhood friend, renowned quantum computer scientist Peter Napier, has died in mysterious circumstances, leaving behind a cryptic note. The police seem disinterested, but Q feels compelled to investigate and soon discovers that Napier's ground-breaking work may have attracted sinister forces . . .

Der neue Provinzkrimi von BILD-Bestseller- und #1-Kindle-Humor-Autor Friedrich Kalpenstein. "Und wenn du noch so schnell läufst, die Vergangenheit holt dich immer wieder ein!". An einem Morgen wird Katja Brendel, Mitarbeiterin einer Sicherheitsfirma, kurz vor Brunngries tot aufgefunden. Erste Untersuchungen vor Ort lassen keine Zweifel zu, dass die Frau gestorben ist, nachdem sie von einem Auto überfahren wurde. Die Fährte führt geradewegs zu Kommissar Tischler, an dessen Jaguar Spuren sichergestellt werden. Der Hauptkommissar wird schnell zum Hauptverdächtigen. Was hat Tischler mit dem Fall zu tun?

L'ottava inchiesta del commissario Wallander. Il commissario Wallander deve affrontare una nuova dimensione del crimine, un complotto internazionale che opera attraverso la rete informatica. Un romanzo che mette in luce l’inquietante vulnerabilità di una società apparentemente sempre più efficiente, ma proprio per questo sempre più in balia delle forze del sabotaggio e del terrore.

Judith Pombo, facoltosa imprenditrice e presidente del più esclusivo tennis club di Santander, viene ritrovata morta nella cabina della goletta di proprietà del circolo, quando a bordo sta per svolgersi una cena di gala. È stata pugnalata al cuore, ma la cabina era chiusa dall’interno, non c’era nessuno oltre al cadavere e dell’arma del delitto non v’è traccia... Così alla tenente della Guardia Civil Valentina Redondo tocca affrontare il caso più complicato della sua carriera proprio mentre cerca di ricuperare un equilibrio e un senso nella vita privata, segnata da un recente dramma.

Ladies & gentlemen, signore e signori, ecco servitavi un’altra vivida immersione avventurosa, torbida e chiaroscurale, ambientata nei foschi dedali stradali, specialmente neuronali, d’una contorta, introspettiva anima solitaria e profondamente riflessiva che eternamente esplorerà ardimentosamente il cuore pulsante e al contempo rabbrividente d’una fantasmatica, tetra città spettrale e assai cupa che cela neri scheletri nell’armadio dei più insospettabili, terribili e orrifici.

1881 1908 arası dilimize 55 polisiye roman çevrilmiştir; bunların büyük kısmı melodram yapılı Fransız polisiye romanlarıdır. Ancak II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Türk okuru çeviri polisiye roman bombardımanına tutulmuş ve bu romanlar okuyucu katında büyük bir ilgi görmüştür. Bu çeviri romanların kahramanları bir dizi halinde maceraları anlatılan aynı kişilerdir. Bu diziler öyle ilgi görmüştür ki, Nat Pinkerton öykülerinden 1909 – 1913 arasında dilimize iki yüze yakın çeviri yapılmıştır.

1881 1908 arası dilimize 55 polisiye roman çevrilmiştir; bunların büyük kısmı melodram yapılı Fransız polisiye romanlarıdır. Ancak II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Türk okuru çeviri polisiye roman bombardımanına tutulmuş ve bu romanlar okuyucu katında büyük bir ilgi görmüştür. Bu çeviri romanların kahramanları bir dizi halinde maceraları anlatılan aynı kişilerdir. Bu diziler öyle ilgi görmüştür ki, Nat Pinkerton öykülerinden 1909 – 1913 arasında dilimize iki yüze yakın çeviri yapılmıştır.

18811908 arası dilimize 55 polisiye roman çevrilmiştir; bunların büyük kısmı melodram yapılı Fransız polisiye romanlarıdır. Ancak II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Türk okuru çeviri polisiye roman bombardımanına tutulmuş ve bu romanlar okuyucu katında büyük bir ilgi görmüştür. Bu çeviri romanların kahramanları bir dizi halinde maceraları anlatılan aynı kişilerdir. Bu diziler öyle ilgi görmüştür ki, Nat Pinkerton öykülerinden 1909 – 1913 arasında dilimize iki yüze yakın çeviri yapılmıştır.

18811908 arası dilimize 55 polisiye roman çevrilmiştir; bunların büyük kısmı melodram yapılı Fransız polisiye romanlarıdır. Ancak II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Türk okuru çeviri polisiye roman bombardımanına tutulmuş ve bu romanlar okuyucu katında büyük bir ilgi görmüştür. Bu çeviri romanların kahramanları bir dizi halinde maceraları anlatılan aynı kişilerdir. Bu diziler öyle ilgi görmüştür ki, Nat Pinkerton öykülerinden 1909 – 1913 arasında dilimize iki yüze yakın çeviri yapılmıştır.

1881 1908 arası dilimize 55 polisiye roman çevrilmiştir; bunların büyük kısmı melodram yapılı Fransız polisiye romanlarıdır. Ancak II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Türk okuru çeviri polisiye roman bombardımanına tutulmuş ve bu romanlar okuyucu katında büyük bir ilgi görmüştür. Bu çeviri romanların kahramanları bir dizi halinde maceraları anlatılan aynı kişilerdir. Bu diziler öyle ilgi görmüştür ki, Nat Pinkerton öykülerinden 1909 – 1913 arasında dilimize iki yüze yakın çeviri yapılmıştır.

1881 1908 arası dilimize 55 polisiye roman çevrilmiştir; bunların büyük kısmı melodram yapılı Fransız polisiye romanlarıdır. Ancak II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Türk okuru çeviri polisiye roman bombardımanına tutulmuş ve bu romanlar okuyucu katında büyük bir ilgi görmüştür. Bu çeviri romanların kahramanları bir dizi halinde maceraları anlatılan aynı kişilerdir. Bu diziler öyle ilgi görmüştür ki, Nat Pinkerton öykülerinden 1909 – 1913 arasında dilimize iki yüze yakın çeviri yapılmıştır.

1881 1908 arası dilimize 55 polisiye roman çevrilmiştir; bunların büyük kısmı melodram yapılı Fransız polisiye romanlarıdır. Ancak II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Türk okuru çeviri polisiye roman bombardımanına tutulmuş ve bu romanlar okuyucu katında büyük bir ilgi görmüştür. Bu çeviri romanların kahramanları bir dizi halinde maceraları anlatılan aynı kişilerdir. Bu diziler öyle ilgi görmüştür ki, Nat Pinkerton öykülerinden 1909 – 1913 arasında dilimize iki yüze yakın çeviri yapılmıştır.

1881 1908 arası dilimize 55 polisiye roman çevrilmiştir; bunların büyük kısmı melodram yapılı Fransız polisiye romanlarıdır. Ancak II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Türk okuru çeviri polisiye roman bombardımanına tutulmuş ve bu romanlar okuyucu katında büyük bir ilgi görmüştür. Bu çeviri romanların kahramanları bir dizi halinde maceraları anlatılan aynı kişilerdir. Bu diziler öyle ilgi görmüştür ki, Nat Pinkerton öykülerinden 1909 – 1913 arasında dilimize iki yüze yakın çeviri yapılmıştır.

1881 1908 arası dilimize 55 polisiye roman çevrilmiştir; bunların büyük kısmı melodram yapılı Fransız polisiye romanlarıdır. Ancak II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Türk okuru çeviri polisiye roman bombardımanına tutulmuş ve bu romanlar okuyucu katında büyük bir ilgi görmüştür. Bu çeviri romanların kahramanları bir dizi halinde maceraları anlatılan aynı kişilerdir. Bu diziler öyle ilgi görmüştür ki, Nat Pinkerton öykülerinden 1909 – 1913 arasında dilimize iki yüze yakın çeviri yapılmıştır.

1881 1908 arası dilimize 55 polisiye roman çevrilmiştir; bunların büyük kısmı melodram yapılı Fransız polisiye romanlarıdır. Ancak II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Türk okuru çeviri polisiye roman bombardımanına tutulmuş ve bu romanlar okuyucu katında büyük bir ilgi görmüştür. Bu çeviri romanların kahramanları bir dizi halinde maceraları anlatılan aynı kişilerdir. Bu diziler öyle ilgi görmüştür ki, Nat Pinkerton öykülerinden 1909 – 1913 arasında dilimize iki yüze yakın çeviri yapılmıştır.