-
サマリー
あらすじ・解説
Terkedilmiş duygularımızın ıssız bir sokakta tek başına yürürken bu şehire çöken sisin verdiği iç ürperten gecesi. Söyleyecek kelime bulamıyorum. Bardaklar doluyor, dolular boşalıyor. Geçen hafta psikologa başladım. Sosyal hizmet veren bir yardım kuruluşundan. Benim hayatımın dörtte üçü kıskanarak geçti. Özlem mi demek daha doğru bilemedim. Asgari ücret alıyorum. Mezun olduktan sonra iş bulamadım. Herkes beni suçlarken, ben kendimi öldürüyordum. İçim içimi yedi, yedi ve sonunda kocaman bir boşluk kaldı. Sadece çalışan ve karnını doyuran bir et parçasıyım artık. Kapıların arkasında konuşulan onlarca yalan ve kapılar çarpılırken kırılan pencere camları. Penceremin camlarını kıralı uzun süre oldu. Parçaları dağıldı bütün içime.
Psikolog çok konuşkan biri değil. Genelde dinliyor. Bense tavanı izliyorum. İzledikçe daha da boşluğa batıyorum. Battıkça siliniyor anılarım. Okurken utana sıkıla yediğim zeytin ezmesi, içimde büyüttüğüm çocukluğum...
Pek umudu olmayan insanlar, genelde sessizleşir. Vazgeçmiştir artık anlatmaktan kendini. Geceleri uyumak için yatar, uyanmak için değil. Psikologum artık gelme dedi. Evimde ölmeyi bekleyecekmişim. Tedaviye yanıt vermeyen bir verem hastası gibi, evin içindeki sessizlik. Ben bu hayata geldim, işte gidiyorum. Yaşamak diyebilmek için yaşıyorum. Silinecek bütün anılarım ve toprak yutacak hemen. Beni tanıyan son kişi de unutunca, kaybolup gideceğim.
Bir çiçek açtı toprağımda,
Sessizce büyüdü, susuz ve güneşsiz,
Bir çocuk büyüdü,
Kırılan kalbiyle,
Issız sokaklarında şehrimin,
Bir çocuk öldü,
Umuduyla gömdük,
Bir çiçek açtı toprağında...