Yaşınız kaç, neredesiniz, ne yapıyorsunuz hatta kimsiniz bilmiyorum.
Belki bir sabaha karşı, belki de birazdan gece yarısı…

Belki birazdan işe gideceksiniz, bunun için hazırlanıyorsunuz, belki işiniz bitmek üzere ve biran evvel eve gidip dinlenmenin hayalini kuruyorsunuz.
Belki bir tatil kasabasında günler hiç geçmese diye iç çekerken, belki hasta yatağınızda günler hemen geçse diye iç çekiyorsunuz.

Hadi gelin zaman ne olursa olsun, yaşımız, bulunduğumuz mekan ve yaptığımız iş ne olursa olsun her şeyi akışa bırakmayı deneyelim.

Selam sevgi değerli dinleyiciler,

140 yaşına kadar hiç hastalanmadan yaşayacak olsaydınız, kendinizde ne gibi donanımların olmasını isterdiniz?

Bize öğretilen, verilen bilgi hayat yolunda bizi nereye kadar taşır? 

Gelin birlikte bu meseleye bir göz atalım.

Sevgideğerli dinleyici,

zamanla tanışacağız, zamanla seni yeni özgür dünyanda daha az çabayla daha uzağa gidebil diye, en doğru kaynaklara yönlendirip kendi yolunda ilerlemen için seni biraz daha iteklemeyi planlıyorum,

böylece henüz belki de farkında olmadığın karar verme potansiyeline ulaştığında, daha kaliteli deneyimlerin, sıradanlığının bir parçası haline gelmiş olduğunu göreceksin.

paylaşmak ve yeniden görüşmek üzere sabırsızca bekliyorum.

Selam sevgi değerli dinleyiciler,

Sizinle bu ilk buluşmamız tam da şu anda bir kasım sabahı, gün doğumunda ve denizin tam ortasında gerçekleşleşiyor.

Birazdan güneş, ilk ışıklarını yavaş yavaş üzerime düşürecek ve ben, dümdüz bir denizin ortasında az önce kürekleri çekmeyi bırakıp içinde usul usul süzülmekte olduğum bir kanoda, tek başıma, hayatın tüm sıradanlığına "kocaman bir, Selam" demeye hazırlanıyorum. 

Böylece gün başlayacak...